9 Haziran 2012 Cumartesi

İstanbul'dan Madonna Rüzgarı Geçti!


Uzun zamandır heyecanla beklediğimiz Madonna konseri nihayet gerçekleşti. Tam 19 yıl sonra Türkiye’deki müzikseverlerle buluşan Madonna, muhteşem bir performans sergiledi.


Bilet fiyatları yüksek olmasına rağmen konser biletleri kısa zamanda tükenmişti. Fiyatların yüksek oluşu daha kaliteli bir izleyici kitlesi oluşturmuş. Taşkınlık yapan olmadı. Gerçi ben oturuyordum tabii. Sahne önünde ayakta duranların durumu neydi, bilemiyorum. Bence ayakta konser izlemek korkunç bir şey. Daha önceki deneyimlerimden biliyorum, ezilip kalıyorsun. Kesinlikle oturacak bir yerin olması çok daha iyi. Düşünün, konser 21.30 yerine 22.15’te başladı ve o insanlar o kadar zaman ayaktaydı. Beklemek önce hepimizi sıktı ama konser öyle bir show’la başladı ki adeta büyülendik ve tüm beklemeye değdi. Madonna, din, cinsellik, politika ve savaş temalarını konserlerinde sıkça kullanır. Bu sefer de sahnede sallanan dev bir buhurdanlık ve kilise zangoçlarının show’unu izledik. Daha sonra Madonna dev bir kutunun içinde sahneye indi. Ben o ana kadar ‘Bu sahne tek katlı mı? Hiçbir atraksiyon olmayacak mı?’ diye düşünürken ilerleyen dakikalarda aldım cevabımı. Sahnede sürekli yükselen alçalan bölmeler, dansçıların ansızın sahneden kaybolduğu boşluklar vardı. Bir ara sahneye yukarıdan bir otel odası indi. Resmen bire bir bir otel odası. Madonna burada da süper bir gösteri yaptı. Konserin ilerleyen dakikalarında havadan kurşun asker kılığında dansçılar bile indirdiler. Tabii arkadaki dev ekranda gösterilen görüntüler de şarkıları ve dansları destekliyordu.


Bu kadının 54 yaşında olduğuna inanamıyorum. Bir ara ipin üstünde yürüdü yani. Ötesi yok! Konser, 1 saat 45 dakika civarında sürdü ve tempo hiç düşmedi. Bugüne kadar izlediğim en iyi show’lardan biriydi. Bizim sanatçılar biraz izlesin de örnek alsın bence. Arkada iki tane kıytırık dansçıyla olmuyor bu iş. Kadın, belli ki tüm hayatını buna adamış. O nasıl bir vücut? Kollunu her kaldırdığında ve bacağını her salladığında kaslarını her bir detayına kadar gördük. Madonna’yı erkeksi bulanlara inat ‘Muhteşem bir fizik’ diyebiliyorum sadece.


Madonna, çoğunlukla yeni albümünden şarkılar seslendirdi. Ama herkesi coşturan, benim için de konserin favori anlarından olan ‘Like A Prayer’ şarkısını söylemesi müthiş oldu. Finale yaklaşırken kendisinden böyle şık bir hareket bekliyorduk zaten. Sonuçta yeni albümünü tanıtıyor olsa bile, Türk izleyici onu ‘Like A Virgin’, ‘Holiday’, ‘La Isla Bonita’, ‘Papa Don’t Preach’, ‘Like A Prayer’ gibi şarkılarıyla tanıyor. Zaten sonra da son bir şarkıyla sahneye veda etti.
Bu arada konser başlamadan evvel arkadaki Amerikalı ışıkçıyla bir kadının konuşmasına şahit oldum. Işıkçı, Kanadalı’ymış ve aralık ayına kadar turneden dolayı evlerine gidemeyeceklermiş. 3 uçakla gelmişler ve sahne her seferinde demonte edilip taşınıyormuş. Ayrıca ışıkçı, Madonna’yla kişisel olarak hiç tanışmamış. Ekip olarak 75 kişilermiş.

Bir de konserde beni sinir eden olay insanların konseri izlemek yerine her şeyi videoya çekme sevdaları. Hayır anlamadım ki sonradan videodan izleyeceksen konsere ne geliyorsun? Zaten konser DVD’si daha sonra satışa sunuluyor. Al, evde izle. Andan keyif almayı öğrenmemiz lazım.


Bu arada show’u ‘Cirque de Soleil’ciler hazırlamış. Belliydi zaten. Gerçekten konserlikten çıkıp bir gösteri haline gelmiş olay. Sahnede dansçıların arasında Madonna’nın Guy Richie’den olma oğlu Rocco’yu da izleme fırsatı bulduk. Eee, anne yetenekli, baba yetenekli. Çocuğun da böyle çıkacağı belli. Gerçi Madonna’nın oğlu olmak da zor yani. Annenin önüne geçmek mümkün değil. Konserin sponsoru Doritos’tu. Sponsorluğa bu kadar sıkı para harcadıklarına göre bir de bunun geri dönüşünü düşünün. Bu arada Turktelekom Arena Stadı’nı da çok beğendiğimi belirteyim. Ben Fenerbahçeli olduğum için ilk kez Galatasaray stadına gittim. Valla Milan’ın stadı gibi olmuş. Tebrikler!
Bir daha ne zaman Madonna’yı izleme şansı buluruz bilmiyorum. Ama muhteşem bir deneyimdi diyebilirim. Biliyorsunuz Madonna bizden sonra tüm Avrupa’yı gezecek. Konseri kaçırdıysanız ve Avrupa ülkelerine yolunuz düşerse belki Madonna’yı izleme fırsatı yakalayabilirsiniz.

2 Haziran 2012 Cumartesi

Haziran Ayında İstanbul'da Ne Yapılır?

Haziran ayının gelmesiyle yaz mevsimi resmi olarak başladı. Şimdi tatil zamanı! Tabii ki birçoğumuz çalışmaya devam ediyor. Bence tatile gidemeyenler de çok üzülmesin çünkü İstanbul trafiksiz çok daha harika bir şehir. Ayrıca bu şehirde yazın yapacak o kadar çok aktivite var ki. Gelin bu ay neler yapabileceğimize birlikte bakalım:


-  Uzun süredir müzikseverler olarak dört gözle beklediğimiz bir konserle başlamak istiyorum. 7 Haziran’da İstanbul Türk Telekom Arena’da efsanevi şarkıcı Madonna, 2012 Dünya Turnesi kapsamında bir konser verecek. Sanatçı, tam 19 yıl sonra Türkiye’deki hayranlarıyla buluşacak. Benim öyle hiçbir ünlüye aşırı bir hayranlığım yoktur ama Madonna çok beğendiğim ve takip ettiğim bir sanatçı. Müziğinin yanı sıra aynı zamanda benim için gerçek bir moda ikonu. Bir daha kendisini görmek nasip olur mu bilmem. O yüzden ayağımıza kadar gelmişken bu muhteşem şovu izlemekte yarar var diye düşünüyorum.


-Yine konserlerden gidelim. Turkcell Kuruçeşme Arena’da her zamanki gibi muhteşem konserler gerçekleşecek.  4 Haziran’da Macy Gray ve 26 Haziran’da da Tom Jones konserleri var. 27 Haziran’da ise Küçükçiftlik Parkı’nda Zaz konseri gerçekleşecek. Zaz, bildiğiniz üzere ülkemizde ‘Je Veux’ adlı parçasıyla ünlenmişti. Geçen sene İstanbul’a ilk kez gelen Zaz’ın konser biletleri kısa sürede tükenmiş ve şarkıcı büyük övgüler almıştı. Geçen sene izleme fırsatı bulamadıysanız Edith Piaf’ı anımsatan bu muhteşem sesi dinlemenizi tavsiye ederim.


-Sergilere dönersek, bildiğiniz üzere galeriler yaz aylarında şehrin boş olacağı düşüncesiyle çok önemli sergiler gerçekleştirmezler ve sezon arası verirler. Bu bakımdan çoğunlukla haziran ayında karma sergilerle karşılaşıyoruz. Mabeyn Gallery, gelecek senenin bir ön izlemesi niteliğinde galerinin sanatçılarından oluşan bir karma sergi düzenliyor. ‘Taslak’ adlı bu sergide, Huri Kiriş, Murat Tosyalı, Coşkun Sami, Alev Gözonar, Pınar Yeşilada, Emre Tandırlı, Alper Bıçaklıoğlu ve İsmet Değirmenci’nin yeni işlerinden örnekler görebileceksiniz. 5 Haziran’da açılacak sergi 30 Haziran’a kadar devam ediyor.


-Galeri İlayda’da yine karma bir sergi gözümüze çarpıyor. ‘Cut & Paste’ adlı kolaj sergisi 8 Haziran tarihinde açılıyor. Grup sergisi olmasının yanı sıra, farklı dönemlerden ve disiplinlerden gelen sanatçıların kolaj sanatı üzerine yorumlarını birleştiren sergi ağustos ayının sonuna kadar izlenebilecek. Galeri Selvin’de ise bu ay oldukça ilginç bir sergi var. ‘Ruth Benice ile Nyon Proselen desenlerini keşfetmek’ adlı sergi, özenle seçilmiş, parlaklıkları ve özele motifleriyle ünlü Nyon porselen örneklerini bir araya getiriyor. 6 Haziran’da açılan sergi 30 Haziran tarihine kadar gezilebilir.


-Vestel ana sponsorluğundaki ‘The Great Masters’ sergisi 1 Haziran’da açıldı. Leonardo, Michelangelo ve Raphael’in bilim ve sanatta bıraktığı izleri gözler önüne seren sergi aynı zamanda interaktif olmasıyla da ilgi çekiyor. Bu arada sakın şaşırıp da ‘L’ultima Cena (The Last Supper)’ tablosunu göreceğinizi sanmayın. Sergide orijinal bir eser yok. Rönesans dönemi İtalyan sanatı hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsanız eğitici bir sergi olduğunu söyleyebilirim. Fakat tüm bu örneklerin orijinallerini gördüyseniz sergi bu anlamda yetersiz kalıyor. Sergi, Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde 31 Temmuz’a kadar gezilebilir.  


-Bu arada eğer gezmediyseniz Galerist Tepebaşı’nda Erwin Wurm’ın ‘Blow Up’ adlı sergisini 23 Haziran’a kadar görebilirsiniz. Küratörlüğünü Jerome Sans’ın yaptığı sergi Wurm’ın en önemli serilerinden örnekler sunuyor. Olcay Art Galeri’de ise Navid Azimi Sajadi sergisini 12 Haziran’a kadar izleyebilirsiniz.


-Kaçırılmaması gereken bir diğer konser ise 30 Haziran’da Küçükçiftlik  Parkı’nda gerçekleşecek Pitbull konseri. Olmeca sponsorluğunda, İstanbul’da konser vermeye hazırlanan Pitbull, ‘Give Me Everything Tonight’, ‘International Love’, ‘Let It Rain Over Me’, ‘On the Floor’ gibi parçalarıyla tüm sene boyunca dünya listelerini altüst etmiş ve dans müziğinin devi haline gelmişti. Eğer dans müziğinden hoşlanıyorsanız bu muhteşem geceye mutlaka katılın derim.


-IKSV’nin düzenlediği, bu yıl 40. yaşını kutlayan İstanbul Müzik Festivali, 29 Haziran’a kadar sürecek ve 40. yılı şerefine 750’den fazla Türk ve yabancı sanatçıyı klasik müzik severlerle buluşturacak. Festival kapsamında öne çıkan konserler ise şöyle: 16 Haziran’da Lütfi Kırdar’da sahne alacak Deutsches Symphonie Orchester Berlin (ki piyanoda Paris’te yaşayan ünlü sanatçımız Hüseyin Sermet’i izleyeceğiz),  20 Haziran’da Aya İrini’de gerçekleşecek İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ve Daniel Müller-Schott’tan Don Kişot konseri, 23 Haziran’da Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenecek Fazıl Say’dan Bir Dünya Prömiyeri konseri( Fazıl Say, bu konserde ‘Mezapotamya’ adlı 2. Senfonisini müzikseverlere sunacak) ve 22 Haziran’da ise ünlü Fransız piyanist Helene Girmaud’nun Aya İrini’de gerçekleşecek konseri.


-Fransa’da genç kuşak çağdaş sanatının önemli isimlerinden Ayline Olukman ilk kişisel sergisiyle Alan İstanbul’da! 6 Haziran’da açılan ‘The Suspended Moments’ adlı sergide Olukman, Fransız pop kültür ikonlarını kendi seyahatlerindeki yol hikayeleriyle birleştiriyor. Fransa basınının ‘Bayan Warhol’ olarak adlandırdığı Olukman’ın sergisini kaçırmayın!


-Soda Sanat Galerisi, 20 Haziran’da Amerikalı cam sanatçısı Jeffrey R. Sarmiento’nun ‘Books and Buildings’ adlı sergisini açıyor. Sergideki büyük ebatlı eserler, kentsel mimariden esinlenilerek yapılmış. Sanatçının eserleri Collect fuarında Saatchi Gallery tarafından sergilenmiştir. Ayrıca bazı işleri Amerika ve İngiltere’de çeşitli müzelerde sergilenmektedir. Bu sergiyi gezmenizi tavsiye ederim. Ayrıca X-Ist galeride Erkut Terliksiz’in ‘Nothing Personal’ adlı sergisi 23 Haziran’a kadar izlenebilir.


-Fransa’nın en ünlü sanatçılarından Dany Brillant, 11 Haziran’da Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda müzikseverlerle buluşuyor. ‘Hier Encore’ ve ‘Quand Je Vois Tes Yeux’ gibi kültleşmiş şarkılarla tanınan sanatçı, 2011 yılında çıkardığı ‘Best of Dany Brillant’ albümüyle oldukça ses getirmişti. Dany Brillant hayranlarındansanız bu konser kaçmaz!


-Son olarak 26 Haziran’da Küçükçiftlik Parkı’nda pop dünyasının yeni starlarından Jessie J’in konseri var. İngiliz müzik dünyasının en genç pop idolü haline gelen Jessie J, ‘Price Tag’ adlı şarkısıyla Amerika, Fransa ve İngiltere listelerine 1. sıradan girdi ve 2011 yılına damgasını vurdu. R&B, hip hop ve pop sound’larını birleştiren şarkıcı post-modern kıyafetleriyle de dikkat çekmeyi başardı. Türkiye’ye ilk defa gelecek Jessie J’in konserine mutlaka gidin!