27 Ekim 2011 Perşembe

Mabeyn Gallery


Mabeyn Gallery daha yepyeni bir galeri. Henüz ilk sergilerini yapıyorlar. Mekanın sahipleri Sibel Pektaş ve Emirhan Elkorek. Beşiktaş Evlendirme Dairesi’nin önünden Akaretler’e doğru giderken hemen sağda bulunuyor. Müthiş tarihi bir köşk. Zaten galeri de ismini tarihinden alıyor. Burası eskiden Beşiktaş Başmabeyinci Köşkü’ymüş. II. Abdülhamit’in Başmabeyinciliğini yapmış Hacı Ali Rıza Paşa’ya aitmiş. Tavanlardaki resim ve süslemeleri görmelisiniz. Burada tam bir tarih yatıyor. Binanın süslemeleri, Osmanlı resminin ilk batılılaşma örnekleri arasında gösteriliyor.


Galeriye girdiğimizde bizi sevgili Emirhan karşılıyor ve başlıyor anlatmaya. Emirhan, koleksiyoner bir aileden geliyor. Çocukluğundan beri sanatla hep iç içe olmuş. Akademik olarak sanat tarihi eğitimi almasa da bu konuda oldukça birikimli. Galeride daha çok çağdaş sanat sergilemek istiyorlar. Mekanın tarihi dokusunu bozmamak adına eserleri sergilemek üzere özel bir perdeleme ve ışıklandırma sistemi kullanmışlar. Aslında burada modern ve gelenekseli bir arada deneyimliyoruz. Fakat binanın sergilenen eserlerin önüne geçmemesi önemli tabii. Bunu başarmışlar. 


Galerinin açılışını da yaptıkları ilk sergi, Huri Kiriş’in ‘Fıstık Ezmesi’ adlı sergisi. 4 Kasım’a kadar devam ediyor. Huri, aslında daha ikinci kişisel sergisini yapan genç bir sanatçı ama eserleri görünce vuruluyorsunuz. Çok çarpıcı, çok gerçek ve çok detaylılar. Her işte müthiş bir emek yatıyor, belli. Huri Kiriş eserlerinde insanın aldığı haller, kadına şiddet, insana şiddet, çarpıtılmış ataerkil yaklaşım ve kurban olgularını işliyor. Eserlerde aynı zamanda Bizans sanatı ve İslami tezhip sanatın etkilerini görüyorsunuz. Ustaca işlenmiş arka plan detaylarının önünde üç boyutlu figürler sanki canlanacakmış gibi duruyor, fotoğraf hissi veriyor. Tablolardaki derinlik muhteşem.


Sergi, 235x600 cm’lik devasa Ayşe Paşalı tablosuyla başlıyor. Giriş salonunda sadece bu eser var. Spotlar tablonun tam orta yerine, dayak yemiş kadın figürünün yaralarına yansıtılmış. İlk etki, ilk izlenim bu salonda yaratılıyor. Bundan sonra ne göreceğinizi merak ediyorsunuz.


Devam ettikçe kadına şiddeti vurgulayan diğer eserlerle karşılaşıyorsunuz. Hem içiniz burkuluyor, hem hayran kalıyorsunuz. Çirkin olan aynı zamanda bu kadar güzel olabilir! Sonra sıra keçilere geliyor, günah keçilerine.  Bu eserlerde de anlayacağınız üzere sembolik bir anlatım var. Figürler, siyah ve altın rengi ‘background’ üzerinde daha bir dikkat çekiyor.


Bir tablonun önüne geliyoruz. Çıplak bir genç kadın resmi. Aslında resim pornografik ama bana hiç öyle gelmiyor. İlk etapta daha çok, kadının güzelliğine dalıyorum. Eserin adı ‘Stoya’. Meğer kendisi ünlü bir porno yıldızıymış. Google’dan araştırıyorum. Hakikaten de çok meşhurmuş ve çok da güzel. Huri Kiriş de saflık ve doğallık içerisindeki erotizmiyle Stoya’yı harika yansıtmış eserinde.


Sergiyi gezmeye devam ediyoruz ve galerinin artık en üst katına varıyoruz. Merdivenleri çıkar çıkmaz ‘Kurban’ adlı eserle karşı karşıya kalıyoruz. Bu eser, sadece kadına değil erkeğe de şiddet uygulanabileceğini vurguluyor. Hem de erkeğe şiddet oldukça kanlı ve ölümcül olabiliyor. İsa’nın çarmıha gerilmesi sahnesine gönderme yapan resim insanlığın vahşetini ortaya koyuyor.  Huri, Bizans ikonografisinin yanı sıra Hıristiyanlık dininden de oldukça etkilenmiş. Yasak Elma, Maria Magdalena, Gabriel, Meryem, Kutsal Koca, Kutsal Yaprak gibi eserleri Hıristiyanlık dininin sembolleri ve figürlerinin modernize edilmiş halleri diyebiliriz. Sanatçı, eserlerinde tüm bu kutsal figürleri gündelik hayata indirgemiş ve ‘dünyevilik ve kutsallık’ arasında yaşanan ezeli çekişmeyi gündeme taşımış.
Serginin bitmesine günler kaldı ama vaktiniz varsa kaçırmayın derim. Galerinin ikinci sergisi ise 17 Kasım’da açılacak olan Emre Tandırlı sergisi. Emre Tandırlı genç bir sanatçı ama eserlerinden bazılarını görme şansım oldu ve yine iddialı bir sergi olacağına eminim. Merakla bekliyoruz.
Bu arada Mabeyn Galley’nin ismini ileride çok duyacağa benziyoruz. Sahipleri, mekanda daha farklı sanatsal aktivitelerde de bulunmayı ve burayı ileride bir ‘sanat evi’ haline getirmeyi planlıyor.  Ayrıca daha çok yeni olmalarına rağmen Mabeyn Gallery bir sürpriz yapıp ‘Contemporary İstanbul’a da katılmaya karar vermiş. Fuarda standlarına uğrayın ve sanatçılarıyla tanışma fırsatı yakalayın derim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder