Contemporary İstanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Contemporary İstanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Kasım 2011 Perşembe

Contemporary İstanbul


Bu sene altıncısı düzenlenen ‘Contemporary İstanbul’ Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda 90 çağdaş sanat galerisi ve 3 bin esere ev sahipliği yapıyor. Ana sponsor yine Akbank Private Banking ve bu seneki ortak sponsor ise Zorlu Center. Fuar 27 Kasım Pazar gününe kadar devam edecek. Eğer çağdaş sanatı seviyorsanız senenin kaçırmamanız gereken en önemli organizasyonu bu. Bu sefer fuarın düzeni biraz değişik. Daha da geniş bir alana yayılmış. Bildiğimiz önemli galeriler yine aynı yerlerinde. Aynı zamanda çok fazla da yabancı galeri var. Özellikle Orta Doğu’dan çok sayıda galeri ve sanatçı gördüm. Oldukça kuvvetli ve çarpıcı işlerle girmişler fuara. Tüm gününüzü ya da gün içinde çok fazla zamanınız yoksa en az iki gününüzü ayırmanızı öneririm. Çünkü belli bir zaman sonra yoruluyorsunuz ve boş bakmaya başlıyorsunuz. Halbuki her bir iş birbirinden değerli ve gereken ilgiyi hak ediyor. O yüzden performansınıza göre hiç birini atlamayacak şekilde gezin sergiyi. 


Geçen sene de fuarda yer alan ‘Art From Berlin’ bölümünün dışında bu sene bir de ‘Art From Armenia’ bölümü var. Ayrıca Komet’in 70. yaşı, video ve tablolarının seçkisinden oluşan ve sanatçının ilk kez sergilenen 27 eserinden oluşan ‘O Değilse Başkasıdır’-‘Esrarengiz’ başlıklı sergiyle kutlanıyor. Ayrıca her gün sanatçılar, sanat eleştirmenleri, koleksiyonerler, sanat yöneticilerinin konuşmacı olduğu paneller ve konferanslar düzenleniyor. Vaktiniz olursa bunlara da katılmanızı öneririm. Konuşmacılar arasında çok çeşitli isimler var. Örneğin Beyaz Müzayede’nin yönetim kurulu başkanı Aziz Karadeniz’den tutun Proje 4L’in sahibi koleksiyoner Can Elgiz’e, CI’ın genel koordinatörü Hasan Bülent Kahraman’dan tutun bankacı ve sanat koleksiyoneri Saruhan Doğan’a kadar. Ve tabii daha birçokları.

Neler mutlaka görülmeli?


Öncelikle gerçek bir Devrim Erbil ve Ergin İnan hayranı olduğum için size Olcay Art’ta Devrim Erbil’le özdeşleşen İstanbul tablolarını ve Arte İstanbul ve Galeri Artist standlarındaki Ergin İnan tablolarını görmenizi tavsiye ederim.


Çağla Cabaoğlu Gallery’de sergilenen Yaşam Şaşmazer heykelini ve Lolita Asil enstalasyonunu, Galerist’teki Gavin Turk ve Haluk Akakçe eserlerini, LTMH Gallery’deki Kezcan Arca Batıbeki’nin kadın figürlerini kullandığı müthiş tablolarını, Piramid Sanat’daki Bedri Baykam eserlerini ve The Empire Project’teki Mehmet Güleryüz tablolarını mutlaka inceleyin.


Galeri Selvin’de benim her zaman çok hoşuma gitmiş olan Zerrin Tekindor eserlerini görmek mümkün. Zerrin Hanım’ın tabloları hep çok renkli, resmettiği kadınları hep çok neşeli. İnsanın içini açıyor. Zerrin Tekindor daha sık sergi yapsın, daha fazla üretsin istiyorum. Ama kendisi oyunculukla da meşgul olduğu için ancak bu kadar eserini görebiliyoruz. Bu arada Selvin Hanım’ın yeni keşfi Federico Severino heykellerini görmeniz gerek. İtalyan bir sanatçı. Heykeller bronzdan yapılmış ama bronz olduklarına inanamıyorsunuz. Malzeme öyle farklı ve estetik kullanılmış ki. Uğramadan geçmeyin!


İlk CI tecrübesini yaşayan Mabeyn Gallery Alev Gözonar, Emre Tandırlı ve Huri Kiriş eserleriyle karşımıza çıkıyor. Huri’nin yine çok cüretkar ve çarpıcı bir eserini göreceksiniz. Bu arada Alev Gözonar eserleri de sanatseverler tarafından oldukça ilgi görmüşe benziyor. İlerleyen zamanlarda Mabeyn Gallery’de bir Alev Gözonar sergisi gezebileceksiniz. Meraklısına duyurulur!


Batmanlı sanatçı Ahmet Güneştekin ‘Cennet Kapısı’ adlı eseriyle geçen sene ‘Contemporary İstanbul’a damgasını vurmuştu. Eserine 2,5 milyon dolarlık bir değer biçmesi sanat çevrelerinde polemiğe neden olmuştu. Bu sene Galeri Baraz’da Ahmet Güneştekin’in yeni eserlerini görmek mümkün. Yine oldukça ilgi çekici olduklarını söyleyebilirim. Ama ‘Cennet Kapısı’nda inanılmaz detay ve emek vardı. Eserde ilahi bir etki vardı sanki. Uzun uzun incelemek istiyordunuz. Bu seneki eserler bu kadar detaya sahip değil sanki. Yine de her türlü görülmeye değer.
Galeri Merkur standında ise Seçkin Pirim, Bubi ve Adnan Çoker gibi önemli sanatçıların eserlerinden örnekler görmek mümkün.


Bunların dışında tabii ki kaçırılmaması gerekenlerden biri de Komet’in ‘O Değilse Başkasıdır’-‘Esrarengiz’ adlı sergisi. Sanatçının en son tablolarından oluşan oldukça ilgi çekici bir seriyi burada görebilirsiniz. Aynı zamanda sanatçının video enstalasyonlarını da izlemek mümkün. Eserlerinin dışında benim en çok ilgimi çeken ise Komet’in Jean-Paul Sartre ve Simone de Beauvoir’ın mezarı başındaki dua eden pozu oldu.


Yine Doğançay Müzesi fuara katılan kurumlardan. Maalesef çok fazla Burhan Doğançay eseri göremiyoruz. Daha çok müzeyi tanıtır tarzda bir stand hazırlanmıştı. Sadece arkada siyah perdelerle ayrılmış bir bölmede ışık oyunlarıyla ilginç hale getirilmeye çalışılmış birkaç enstalasyon vardı ki bence bu fuara çok daha kuvvetli Burhan Doğançay tablolarıyla girilebilirdi.

İlgimi çekenler
Sergiyi not defterim, fotoğraf makinem ve fuar katalogu eşliğinde tam teçhizatlı gezdim. Sizinle paylaştığım fotoğraflar da kendi çektiklerim. Kaliteleri biraz bozuk olabilir. Lütfen kusura bakmayın. Aydınlatma şeklinden dolayı fotoğraf çekerken ışık çok fazla yansıyordu.  


Galeri Mana’daki Mel Bochner’e ait ‘Blah, Blah, Blah’ adlı eser


Yine Galeri Mana’da Ivan Navarro’nun artık klasikleşmiş ışık enstalasyonlarından biri. Ivan Navarro, Borusan Koleksiyonu’nda da yer alan sanatçılardan biri ve ışık enstalasyonlarında kullandığı ayna ve reflekte camlar sayesinde derinlik ve sonsuzluk hissi vermesiyle ünlü.


FA Gallery’deki Kuveytli sanatçı Shurooq Amin’in ‘My Harem in Heaven’ adlı eseri


Berlinli galeri Gallery Tammen&Parter’da bulunan Ernst Volland’a ait ‘Marilyn’ ve Volker Marz heykelleri


C.A.M Gallery’de yer alan Murat Germen’e ait ‘Humanspaces’ fotoğraf serisi


Frank Pages Gallery’de bulunan Igor Oleinikov ve Maxim Wakultschik fotoğrafları


Sanatorium’daki Shen Shaomin’in ‘Usama Bin Ladin’i


WestBerlin Gallery’de Alias’a ait eski ahşap kapıların üzerine boyama eserler


Yine beğendiğim ışık enstalasyoncularından Brigitte Kowanz’ın Mario Mauroner Contemporary Art’ta yer alan ‘Addition’ adlı eseri


Hilger Modern’deki Sara Rahbar eserleri


Görüntü Sanat Galerisi’ndeki Mustafa Özbakır tabloları


Galeri İlayda’daki Cihanoğlu Barış’ ait ‘Ex Diktatör Kaddafi’ adlı tablo

Alan İstanbul’daki Murat Pulat ve Cem Şahin tabloları


Soda’da bulunan ve gerçekten bayıldığım Derick Santini’nin ‘I Love You’ adlı eseri. Esere yaklaştıkça kadın figürünün ağzı oynuyor ve size ‘I love you’ diyor. Süper!!!


Londralı Rose Issa Projects adlı galerinin sergilediği Selma Gürbüz eserleri


Galerist’teki Gavin Turk eserleri. Galerist’in standı da oldukça ilgi çekici zaten. Mutlaka gezin!


Rampa’da Vahap Avşar’a ait olan ‘Believe’ adlı eser


New Yorklu bir galeri olan Priska C.Juschka Fine Art’taki Almagul Menlibayeva eserleri. Galeri New York’lu olmasına rağmen sanatçı Kazak. Hem galeri sahibi hem de sanatçıyla tanıştım. Gerçekten çok ilgililer.


Serkan Demir eseri ‘Sübhanallah-Elhamdülillah-Allahuekber’


X-İst’teki Burhan Kum eseri ‘Haremlik’

Yine X-İst’te Canan’a ait ‘Türk Lokumu Serisi’


ArtSümer’de Onur Gülfidan eseri ‘Poppy’


Tahranlı Mohsen Gallery'deki eserler


Assar Art Gallery’deki Ahmad Morshedloo ve Babak Roshaninejad eserleri


Krampf Gallery’deki Martin C. Herbst eserleri


Elipsis’deki Isabel Munoz’a ait ‘Danza Cubana’ adlı fotoğraf


Alta Fine Arts’daki Sıtkı Kösemen fotoğrafları
Ve daha buraya sığdıramadığım bir sürü eser daha…
Önerim siz de mutlaka gidin ve gezin. Hem güncel sanat alanında neler oluyor öğrenin, hem gözünüz, gönlünüz, zihniniz açılsın.

2 Kasım 2011 Çarşamba

Kasımda İstanbul'da Ne Yapılır?

Artık kış iyice kendini hissettirmeye başladı. Havalar soğudu, kışlıklarımızı giymeye başladık. Bu ayın en güzel yanı ‘Kurban Bayramı’. Umarım hepinizin tatili çok güzel geçer, şimdiden iyi bayramlar! Tatil dönüşü bakalım kasım ayı boyunca İstanbul’da kültür-sanat aktivitesi olarak neler yapabiliriz? O zaman içimizi ısıtacak program alternatiflerini inceleyim:



·    16 Kasım itibariyle Borusan Filarmoni Orkestrası konserlerine başlıyor.

·    14 Kasım’da Haliç Kongre Merkezi’nde Paul Anka konserine gidebilirsiniz.



·    18 Kasım’da ünlü caz üstadı Duke Ellington’ın bir konseri var. The Duke Ellington Orchestra’ya konuk sanatçı olarak Ece Göksu ve Fatih Erkoç eşlik edecek. Caz seviyorsanız kaçırmayın derim!


·    Eğer müzayedelerle ilgiliyseniz 27 Kasım’da Antik A.Ş.’nin düzenleyeceği 270. Müzayedesi Swissotel’de gerçekleşecek. Müzayedede başyapıt olarak Osman Hamdi Bey’in ‘Huzur’ adlı tablosu, Şeker Ahmet Paşa’nın ‘Sonbahar’da Orman’ adlı eseri, Fausto Zonaro’nun ‘İstanbul’u ve Hoca Ali Rıza’nın ‘Göl Evi’ adlı peyzaj çalışması yer alacak. Yine İbrahim Çallı, Şevket Dağ, Nazmi Ziya gibi ustaların eserlerini bu müzayedede görebilirsiniz.



·    1 Kasım’da açılan ‘Hat Sanatının Şaheserleri Hilye-i Şerifeler’ sergisini Yıldız Sarayı Büyük Mabeyn Köşkü’nde 1 Aralık’a kadar gezebilirsiniz. Bu arada köşk de en az eserler kadar görülmeye değer.

·    Mabeyn Gallery’de 17 Kasım’da Emre Tandırlı sergisi açılıyor. 15 Kasım’da ise Pg Art Gallery, Dolanbay’ın ‘Heavy Paintings-Beyond Traces’ adlı sergisine ev sahipliği yapacak.

·    Teşvikiye Sanat Galerisi’nde 12 Kasım’a kadar Can Büyükmehmet sergisi devam ediyor.



·    Henüz gezmediyseniz Pera Müzesi’nde ‘Osman Hamdi Bey ve Amerikalılar’ sergisi kaçırmamanız gerekenlerden. Yine Sabancı Müzesi’nde Sophie Calle’in  ‘Son Kez, İlk Kez’ sergisi devam ediyor.


·     Ve tabii bu ayın en büyük atraksiyonu, sabırsızlıkla beklediğimiz: ‘Contemporary Istanbul’ çağdaş sanat fuarı bu yıl 24-27 Kasım tarihleri arasında altıncı kez sanatseverlerle buluşuyor. Fuar, Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı ve İstanbul Kongre Merkezi’nde izlenebilecek.  

27 Ekim 2011 Perşembe

Mabeyn Gallery


Mabeyn Gallery daha yepyeni bir galeri. Henüz ilk sergilerini yapıyorlar. Mekanın sahipleri Sibel Pektaş ve Emirhan Elkorek. Beşiktaş Evlendirme Dairesi’nin önünden Akaretler’e doğru giderken hemen sağda bulunuyor. Müthiş tarihi bir köşk. Zaten galeri de ismini tarihinden alıyor. Burası eskiden Beşiktaş Başmabeyinci Köşkü’ymüş. II. Abdülhamit’in Başmabeyinciliğini yapmış Hacı Ali Rıza Paşa’ya aitmiş. Tavanlardaki resim ve süslemeleri görmelisiniz. Burada tam bir tarih yatıyor. Binanın süslemeleri, Osmanlı resminin ilk batılılaşma örnekleri arasında gösteriliyor.


Galeriye girdiğimizde bizi sevgili Emirhan karşılıyor ve başlıyor anlatmaya. Emirhan, koleksiyoner bir aileden geliyor. Çocukluğundan beri sanatla hep iç içe olmuş. Akademik olarak sanat tarihi eğitimi almasa da bu konuda oldukça birikimli. Galeride daha çok çağdaş sanat sergilemek istiyorlar. Mekanın tarihi dokusunu bozmamak adına eserleri sergilemek üzere özel bir perdeleme ve ışıklandırma sistemi kullanmışlar. Aslında burada modern ve gelenekseli bir arada deneyimliyoruz. Fakat binanın sergilenen eserlerin önüne geçmemesi önemli tabii. Bunu başarmışlar. 


Galerinin açılışını da yaptıkları ilk sergi, Huri Kiriş’in ‘Fıstık Ezmesi’ adlı sergisi. 4 Kasım’a kadar devam ediyor. Huri, aslında daha ikinci kişisel sergisini yapan genç bir sanatçı ama eserleri görünce vuruluyorsunuz. Çok çarpıcı, çok gerçek ve çok detaylılar. Her işte müthiş bir emek yatıyor, belli. Huri Kiriş eserlerinde insanın aldığı haller, kadına şiddet, insana şiddet, çarpıtılmış ataerkil yaklaşım ve kurban olgularını işliyor. Eserlerde aynı zamanda Bizans sanatı ve İslami tezhip sanatın etkilerini görüyorsunuz. Ustaca işlenmiş arka plan detaylarının önünde üç boyutlu figürler sanki canlanacakmış gibi duruyor, fotoğraf hissi veriyor. Tablolardaki derinlik muhteşem.


Sergi, 235x600 cm’lik devasa Ayşe Paşalı tablosuyla başlıyor. Giriş salonunda sadece bu eser var. Spotlar tablonun tam orta yerine, dayak yemiş kadın figürünün yaralarına yansıtılmış. İlk etki, ilk izlenim bu salonda yaratılıyor. Bundan sonra ne göreceğinizi merak ediyorsunuz.


Devam ettikçe kadına şiddeti vurgulayan diğer eserlerle karşılaşıyorsunuz. Hem içiniz burkuluyor, hem hayran kalıyorsunuz. Çirkin olan aynı zamanda bu kadar güzel olabilir! Sonra sıra keçilere geliyor, günah keçilerine.  Bu eserlerde de anlayacağınız üzere sembolik bir anlatım var. Figürler, siyah ve altın rengi ‘background’ üzerinde daha bir dikkat çekiyor.


Bir tablonun önüne geliyoruz. Çıplak bir genç kadın resmi. Aslında resim pornografik ama bana hiç öyle gelmiyor. İlk etapta daha çok, kadının güzelliğine dalıyorum. Eserin adı ‘Stoya’. Meğer kendisi ünlü bir porno yıldızıymış. Google’dan araştırıyorum. Hakikaten de çok meşhurmuş ve çok da güzel. Huri Kiriş de saflık ve doğallık içerisindeki erotizmiyle Stoya’yı harika yansıtmış eserinde.


Sergiyi gezmeye devam ediyoruz ve galerinin artık en üst katına varıyoruz. Merdivenleri çıkar çıkmaz ‘Kurban’ adlı eserle karşı karşıya kalıyoruz. Bu eser, sadece kadına değil erkeğe de şiddet uygulanabileceğini vurguluyor. Hem de erkeğe şiddet oldukça kanlı ve ölümcül olabiliyor. İsa’nın çarmıha gerilmesi sahnesine gönderme yapan resim insanlığın vahşetini ortaya koyuyor.  Huri, Bizans ikonografisinin yanı sıra Hıristiyanlık dininden de oldukça etkilenmiş. Yasak Elma, Maria Magdalena, Gabriel, Meryem, Kutsal Koca, Kutsal Yaprak gibi eserleri Hıristiyanlık dininin sembolleri ve figürlerinin modernize edilmiş halleri diyebiliriz. Sanatçı, eserlerinde tüm bu kutsal figürleri gündelik hayata indirgemiş ve ‘dünyevilik ve kutsallık’ arasında yaşanan ezeli çekişmeyi gündeme taşımış.
Serginin bitmesine günler kaldı ama vaktiniz varsa kaçırmayın derim. Galerinin ikinci sergisi ise 17 Kasım’da açılacak olan Emre Tandırlı sergisi. Emre Tandırlı genç bir sanatçı ama eserlerinden bazılarını görme şansım oldu ve yine iddialı bir sergi olacağına eminim. Merakla bekliyoruz.
Bu arada Mabeyn Galley’nin ismini ileride çok duyacağa benziyoruz. Sahipleri, mekanda daha farklı sanatsal aktivitelerde de bulunmayı ve burayı ileride bir ‘sanat evi’ haline getirmeyi planlıyor.  Ayrıca daha çok yeni olmalarına rağmen Mabeyn Gallery bir sürpriz yapıp ‘Contemporary İstanbul’a da katılmaya karar vermiş. Fuarda standlarına uğrayın ve sanatçılarıyla tanışma fırsatı yakalayın derim!