Antik A.Ş. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Antik A.Ş. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Kasım 2011 Pazar

1 Akşamda 3 Sergi Birden...

Bayram sonrası İstanbul’da organizasyonlar ve kültür-sanat aktiviteleri yeniden hızlanıverdi. Öyle ki her şey aynı akşama toplanınca hangi birisine yetişeceğimizi şaşırdık. Geçen perşembe üç sergi birden gezdim. Dahası da vardı da ancak bunlara zamanımız yetiştiJ Hepsi de birbirinden keyifli ve görülmeye değer sergilerdi.



Öncelikle Antik A.Ş.’nin Antik Palace’da organize ettiği 27 Kasım Pazar günü Swissotel’de gerçekleşecek 270. Müzayedelerinde satışa çıkacak eserlerin gösterildiği sergiyi ziyaret ettim. Gerçekten kaçırılmayacak sergilerden biriydi. Bu kadar eşsiz eseri arada görmek güzel bir deneyimdi. Müzayedenin ana parçası İsmail Cem Koleksiyonu’na ait bir parça olan Osman Hamdi Bey’in ‘Huzur’ adlı tablosu. Gerçek bir başyapıt niteliği taşıyan bu eser 1957 yılından beri ilk defa sergilenmekte. Tablonun bir diğer ismi de ‘Feraceli Kadınlar’. 1904 tarihli bu eser Eskihisar Kalesi’ne doğru günbatımını izleyen iki feraceli kadını tasvir ediyor. Antik A.Ş. daha önce Osman Hamdi Bey’in meşhur ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ adlı tablosunu rekor fiyata satmıştı. Bugün tablo Pera Müzesi’nde sergileniyor. ‘Huzur’ tablosunun da müzayedede yine rekor bir fiyattan satılması bekleniyor.
Serginin odak noktası bu eser olsa bile Şeker Ahmet Paşa’nın ‘Sonbahar’da Orman’ adlı eseri, Hoca Ali Rıza’nın ‘Göl Evi’ adlı peysaj çalışması, Süleyman Seyyit’in ve İbrahim Çallı’nın natürmort çalışmaları, Nazmi Ziya’nın ‘Çeşme ve Cami’ adlı eseri ve Şevket Dağ’ın ‘Han İçi’ ve ‘İstanbul’da Gemiler’ adlı eserleri görülmeye değerdi. Aynı zamanda oryantalist ressamlardan Zonaro’ya ait 'Şehzade Abdurrahim Efendi’ ve Brest’in ‘İstanbul’da Bir Sokak’ adlı tabloları da dikkati çeken parçalardandı. Dediğim gibi uzun zamandır bu kadar değerli ve kuvvetli eseri bir arada toplayan bir sergi gezmemiştim. Müzayedeye çıkacak parçalar bunlarla da bitmiyor. Tuğralı gümüşler, Christofle jardiniere ve çatal bıçak takımları, Edirnekari kanapeler, önemli hattatların eserleri olan Hilye-i Şerifeler 27 Kasım’daki müzayedede sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Eğer meraklıysanız mutlaka katılın.



Antik A.Ş.’den çıkınca bu kez Bali Art Gallery’nin çağdaş sanat ustalarının eserlerini bir araya getiren‘Contemporary II’ adlı sergisine gittim. Ergin İnan, Devrim Erbil, Ömer Uluç, Canan Tolon, Özdemir Altan gibi isimlerin eserlerinin bulunduğu sergi çağdaş sanat sevenler için kaçırılmaması gerekenlerden. Çoğu eser ilk günden satılmıştı bile. Bu arada Yiğit Yazıcı’nın eserleri en çok dikkatimi çekenlerdendi. Sergi 10 Aralık’a kadar devam ediyor. Uğramanızı öneririm.



Son durak da Mabeyn Gallery’nin açtığı ikinci sergi olan Emre Tandırlı’nın ‘Süpriztepe’ sergisi oldu. ‘Süpriztepe’ sergisi Emre Tandırlı’nın son iki yıllık birikiminin ürünü. İstanbul’un tepelerinden kentin siluetini, kentin dokusunu tasvir etmiş eserlerinde. Daha çok tablolarda ara sokakları, yan yana dizilmiş apartmanlarıyla kenar mahalleleri görüyoruz. Ama tıpkı fotoğraf gibi, çok gerçekler. Yağlıboya tablo olduklarını unutup şehrin gerçekliğine dalıyorsunuz. Sergiyi 31 Aralık’a kadar izleyebilirsiniz. Aynı zamanda ‘Contemporary İstanbul’da ‘Mabeyn Gallery’ standında yine Emre Tandırlı eserlerine rastlayacaksınız. Bakmadan geçmeyin!

2 Kasım 2011 Çarşamba

Hat Sanatının Şaheserleri Hilye-i Şerifeler Sergisi


Dün Yıldız Sarayı Büyük Mabeyn Köşkü’nde ‘Hat Sanatının Şaheserleri Hilye-i Şerifeler’ sergisi açıldı. Serginin açılışına Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül ve Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay da katıldı. Serginin ev sahipliğini ise Yıldız Holding adına Ali Ülker ve Antik A.Ş. adına Nurcan Artam yaptı. Geçen sene ‘Kur-an’ı Kerim’ler için benzer bir sergi düzenlenmişti. Bu sergi onun devamı niteliğinde sayılabilir. Eserlerin güzelliğinin yanı sıra restorasyonu yeni tamamlanmış olan ve İstanbul Valiliği himayesinde olan Yıldız Sarayı Büyük Mabeyn Köşkü de büyüleyici ve görülmeye değerdi. Sergi 1 Aralık’a kadar gezilebilecek. Meraklısına duyurulur!


Hilye-i Şerife nedir?
Bildiğiniz üzere İslam dinine uymadığı düşünüldüğünden bizim sanat tarihimizde kutsal sayılan kişilerin resimleri ve heykelleri yapılmamıştır. Hz. Muhammed’i resmetmeye hiçbir sanatçı cesaret edememiştir. Kiliselerde görmeye alışkın olduğumuz Hz. İsa ve Meryem tasvirleri gibi eserlere bizde rastlanmaz. Bu yüzden farklı bir yola gidilmiş ve Hz. Muhammed’i tanıyanlar tarafından anlatılanlar referans alınarak peygamberin özellikleri yazıya dökülmüştür. Osmanlı hattatlarca 17. yüzyılda geliştirilen bir süsleme sanatı olan hilye, kelime olarak ‘süs, cevher, güzel sıfatlar, güzel yüz’ anlamlarına gelir. Hilye-i Şerife, Hz. Muhammed’in fiziksel ve karakter özelliklerini, ahlakını, insani özelliklerini, tavırlarını vs. tasvir eden eserlere verilen addır. Bir nevi peygamberimize düzülen methiyelerdir de diyebiliriz. Önceleri Müslümanlar tarafından bir saygı göstergesi olarak göğüs cebinde taşınan hilyeler daha sonra levha halinde yazılmaya başlanmıştır ki tarihte bilinen ilk levha halindeki hilyenin Hafız Osman olduğu görüşü kabul edilmektedir.  Büyük ebatlardaki ilk hilye yazarının ise Kazasker Mustafa İzzet Efendi olduğu bilinmektedir. Hat sanatının en güzel örneklerinden olan Hilye-i Şerifeleri yazmak hattatlar için her zaman bir onur olmuştur.


Hilye levhalarının bölümleri:
Klasik hilyelerde bulunan bölümler şu şekildedir:
Başmakam: Hilyenin en üstünde bulunan besmelenin yer aldığı bölümdür.
Göbek:  Hilye metninin en uzun bölümüdür.  Hz. Muhammed ile ilgili anlatımların yer aldığı ortadaki yuvarlak, oval veya dörtgen bölmedir.
Hilal: Her hilyede olması şart olmayan bir bölümdür. Genellikle göbeği çevreleyen hilal şekline sıvama altın sürülerek uygulanmıştır. Burada nuruyla dünyayı aydınlatan kâinatın efendisine en çok güneş ve ayın benzetilmesinin etkisi vardır.
Halife İsimleri: Dört halife olan Hz. Ebubekir, Hz. Ali, Hz. Ömer ve Hz. Osman’ın isimlerinin yer aldığı göbeğin etrafında bulunan bölümler. Burada dört ana meleğin ya da Hz. Muhammed’in dört isminin yazıldığı örnekler de görülmüştür.
Ayet-i Kerime: En yaygın olarak Enbiya Suresi’nin 107. ayetinin kullanıldığı Hz. Muhammed’le ilgili bir ayet barındıran bölümdür.
Etek: Göbeğe sığmayan hilye metninin yazıldığı, son satırında ise hilye yazarını ve yazılış tarihini içeren bilginin olduğu bölümdür.
Koltuklar: Etek kısmının iki yanında bulunan, mutlaka tezhiblenen dikdörtgen şeklindeki alanlardır.
Bu bölümler hilyenin boyutlarına göre iç pervaz ve dış pervazla çerçevelenmektedir. Hilyelerde yazı çeşidi olarak en çok muhakkak, sülüs, nesih ve ta’lik yazıdan gelişen nesta’lik kullanılmıştır. Bunların dışında kufi, gubari ve icaze hat çeşitleriyle de yazılmış olan ve bu yazı çeşitlerinin birlikte kullanıldığı hilyeler de bulunmaktadır. Kullanım sıklığına göre bu yazı çeşitlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Sülüs-nesih
Muhakkak-sülüs-nesih
Nesta’lik
Guburi
Kufi
Rıka

Size bunları yazmaktaki amacım eğer sergiye hilye hakkında biraz bilgi sahibi olarak giderseniz eserleri daha rahat inceleyeceğinizi ve sergiden daha çok zevk alacağınızı düşünmem.(Bu bölüm için Prof. Dr. Faruk Taşkale ve Ayşenur Kadakçı Velioğlu’nun hilye hakkındaki yazılarından yararlanılmıştır.)



Sergide hangi koleksiyonlardan eserler var?
Sergide Yıldız Holding’a ait Hilye-i Şerife’ler dışında Erdoğan Demirören koleksiyonuna ait parçalar en dikkat  çekenlerden. Erdoğan Demirören, Türkiye’nin en geniş hat koleksiyonlarından birine sahip. Aynı zamanda Nezih Barut’un koleksiyonundan bazı örnekler görmek mümkün. Nezih Barut aslında bir resim koleksiyoneri ve tabii tombak koleksiyonu da eşsiz. Fakat aynı zamanda Türkiye’de bugüne kadar satılmış en pahalı hilye olan Kazasker Mustafa İzzet’in Hilye-i Şerif’inin de sahibi. Eser Antik A.Ş. tarafından 2010 yılında 1 milyon 150 bin liraya satılmıştı. Yine Zeki Cemal Özen, Demet-Cengiz Çetindoğan, Mehmet Çebi, Ferit Rızvanoğlu, Mehmet Ürgüplü, Latife Boyner gibi koleksiyonerlerin de parçalarını bu sergide görmeniz mümkün.

Kasımda İstanbul'da Ne Yapılır?

Artık kış iyice kendini hissettirmeye başladı. Havalar soğudu, kışlıklarımızı giymeye başladık. Bu ayın en güzel yanı ‘Kurban Bayramı’. Umarım hepinizin tatili çok güzel geçer, şimdiden iyi bayramlar! Tatil dönüşü bakalım kasım ayı boyunca İstanbul’da kültür-sanat aktivitesi olarak neler yapabiliriz? O zaman içimizi ısıtacak program alternatiflerini inceleyim:



·    16 Kasım itibariyle Borusan Filarmoni Orkestrası konserlerine başlıyor.

·    14 Kasım’da Haliç Kongre Merkezi’nde Paul Anka konserine gidebilirsiniz.



·    18 Kasım’da ünlü caz üstadı Duke Ellington’ın bir konseri var. The Duke Ellington Orchestra’ya konuk sanatçı olarak Ece Göksu ve Fatih Erkoç eşlik edecek. Caz seviyorsanız kaçırmayın derim!


·    Eğer müzayedelerle ilgiliyseniz 27 Kasım’da Antik A.Ş.’nin düzenleyeceği 270. Müzayedesi Swissotel’de gerçekleşecek. Müzayedede başyapıt olarak Osman Hamdi Bey’in ‘Huzur’ adlı tablosu, Şeker Ahmet Paşa’nın ‘Sonbahar’da Orman’ adlı eseri, Fausto Zonaro’nun ‘İstanbul’u ve Hoca Ali Rıza’nın ‘Göl Evi’ adlı peyzaj çalışması yer alacak. Yine İbrahim Çallı, Şevket Dağ, Nazmi Ziya gibi ustaların eserlerini bu müzayedede görebilirsiniz.



·    1 Kasım’da açılan ‘Hat Sanatının Şaheserleri Hilye-i Şerifeler’ sergisini Yıldız Sarayı Büyük Mabeyn Köşkü’nde 1 Aralık’a kadar gezebilirsiniz. Bu arada köşk de en az eserler kadar görülmeye değer.

·    Mabeyn Gallery’de 17 Kasım’da Emre Tandırlı sergisi açılıyor. 15 Kasım’da ise Pg Art Gallery, Dolanbay’ın ‘Heavy Paintings-Beyond Traces’ adlı sergisine ev sahipliği yapacak.

·    Teşvikiye Sanat Galerisi’nde 12 Kasım’a kadar Can Büyükmehmet sergisi devam ediyor.



·    Henüz gezmediyseniz Pera Müzesi’nde ‘Osman Hamdi Bey ve Amerikalılar’ sergisi kaçırmamanız gerekenlerden. Yine Sabancı Müzesi’nde Sophie Calle’in  ‘Son Kez, İlk Kez’ sergisi devam ediyor.


·     Ve tabii bu ayın en büyük atraksiyonu, sabırsızlıkla beklediğimiz: ‘Contemporary Istanbul’ çağdaş sanat fuarı bu yıl 24-27 Kasım tarihleri arasında altıncı kez sanatseverlerle buluşuyor. Fuar, Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı ve İstanbul Kongre Merkezi’nde izlenebilecek.